Öncelikle sınava hazırlanan öğrencinin ergenlik dönemimde olduğunu unutmayın. Bu dönem “gerginlik” ve “fırtınalı” dönem olarak da tanımlanabilir. İnsan hayatının en karmaşık dönemlerindendir ve her birey için süreç farklı zorlukları da beraberinde getirir. Bu zorlukları aileler de ergenle beraber yaşar. Bedenen yetişkin görünüme rağmen bir yandan da çocukça davranışlar devam eder ve ergen birey kendisinin yeterince anlaşılmadığından yakınır. İlgi odakları değişmeye başlar. Bu dönemde arkadaş çevresine ve karşı cinse yönelik ilgi artar, aileye bir karşı duruş ve başkaldırı söz konusu olabilir. Bireyin “söz dinlemez” ve “isyankâr”tavırlarının olması ergenlik döneminin bir özelliğidir. Bu dönemin yalnızca çocuğunuza özgü olduğunu düşünmeyin. Her yetişkin birey ergenlik dönemden geçer.
Bu bilgiler dâhilinde çocuğunuzun yalnızca öğrenci olmadığını aynı zamanda fizyolojik ve psikolojik bir gelişim dönemi içinde olduğunu hatırlamış olduk. Şimdi ise çocuklarımıza nasıl davranmamız gerektiği üzerinde duralım.
Çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslayarak değerlendirmeyin
Nasıl ki her bireyin fiziksel özellikleri birbirinden farklı ise performansları da farklıdır. Kıyaslanmak çocuklarınızı kızdırır ve motivasyonunu düşürür. ”Ahmet senden daha yüksek puan aldı” gibi ifadeler kullanmak yerine “elinden gelenin en iyisini yapacağına inanıyorum” şeklinde ifadeler kullanmak gerekir. Ayrıca “bizim sizinki gibi imkânımız olsaydı…” şeklinde başlayan ifadeler kullanarak çocuğunuzu kendinizle de kıyaslamayın. Çocuklarınızın sizin genetik mirasınızı taşıdığını unutmayın.
Sınava yönelik endişelerinizi çocuğunuza yansıtmayın
Anne babalar çoğu zaman sınava ilişkin kaygılarını ve heyecanlarını çocuğa yansıtırlar. Sürekli sınavda başarısız olması halinde başına neler geleceğini söylemek yerine çocuğunuzun şu anda neler yaptığıyla ilgilenin. Olasılıklarla çocuğun zihnini meşgul etmeyin. “kazanmaktan başka çaren yok”, “bu senin son şansın” gibi tehditkar ifadeleri kullanmak yerine “üstesinden gelebilirsin”, “başaracağına inanıyorum” şeklinde destekleyici ve motive edici ifadeler kullanın. Sınavı bir ölüm kalım meselesine dönüştürmeyin ve çocuğunuzun kendi içindeki başarılarını mutlaka takdir edin.
Çocuğunuz için yaptığınız fedakârlıkları yüzüne vurmayın
Ebeveynlerin çocuklarını motive etmeye çalışırken yaptıkları hatalardan biri de onlar için yaptıklarını sürekli çocuğa hatırlatmalarıdır. “Seni okutmak için bir sürü borca girdim” “dershaneye şu kadar para ödedim” gibi ifadeler yaptıklarınızın karşılığını istediğiniz anlamına gelir ve bu durum çocuğunuza ekstra bir yük getirir. Çocuğunuz bu fedakarlıkların zaten farkındadır. Sürekli çocuğunuza fedakarlığınızı hatırlatmak stres ve kaygısını artıracaktır.Bunun yerine “sınav her şey demek değil” , “sen benim için önemli ve değerlisin’ ifadeleri kullanmak daha doğru olacaktır.
Çocuğunuza ders çalış demeyin
İyi niyetle de olsa çocuğunuza sürekli ders çalışması gerektiğini ifade etmeyin. Sorumluluğunun farkında olan bir öğrencinin zaten bir planı vardır. Ders çalış ifadesi bir süre sonra çocuğunuzda ‘sizin için çalışması gerekiyormuş’ algısı yaratır ve çocuğunuzun size karşı direnç geliştirmesine sebep olur. Ders çalışmayarak sizi cezalandırma ve kızdırma yoluna girebilir. Sizden hatırlatma istemediği sürece çocuğunuza ders çalışması konusunda müdahale etmeyin.
Kendi hayallerinizin peşinden çocuklarınızı koşturmayın
Bazı anne babalar sınav öncesinde çocuklarının fikrini almadan, kendi istedikleri mesleği ya da bölümü seçmeleri konusunda ısrarcı davranabilmektedir. Ebeveynler “mühendislik okumak istiyorum” diyen öğrenciye “tıp yazacaksın” şeklinde ısrarcı davranmamalıdır. Bu tutum sınava hazırlık sürecinde öğrencinin istemediği bölümü okuyacağını düşünmesine ve motivasyon kaybına neden olur. Çocuğunuz sizin olmasını istediğinizin dışında bir meslek, hayat ya da işi seçebilir. Çocuğunuzun başarısı ve mutluluğu için kendi hayallerinizi bir kenara bırakarak çocuğunuzun hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak gerekir.
Çocuğunuza karşı anlayışlı davranın ve çocuğunuzun yanında olduğunuzu gösterin
Çocuğunuzun sınava hazırlanırken bütün zamanını ders çalışmaya ayırmasını beklemek doğru bir yaklaşım değildir. Çocuğunuzun içinde bulunduğu ergenlik dönemini göz önünde bulundurarak sosyal gelişimini destekleyici etkinliklerde bulunmasına müsaade edin. Arkadaşlarıyla dışarı çıkmasına sosyal faaliyetlere katılmasına izin verin. Bütün gün evde ders çalışmak bir süre sonra sıkıcı hale gelebilir ve ders çalışmaya olan ilgiyi azaltabilir. Ayrıca çocuğunuzun sportif faaliyetlerde bulunmasına destek verin. Ergenlik döneminde yapılan sporun bedensel gelişime katkısı önemlidir. Bedenen sağlıklı olmanın motivasyona etkisi büyüktür.
Çocuğunuza karşı sabırlı olun. Ergenlik döneminden kaynaklı -karşı gelme- ve -baş kaldırıları- bireysel algılamayın. Kendinizin de bu dönemden geçtiğinizi ve bu dönemin ömür boyu sürmeyeceğini ancak çocuğunuzun kendi kimliğini bulması konusunda belirleyici olduğunu unutmayın. Semih Gültekin
27.04.2023 11:22:42